Şanlıurfa Coğrafyası



ŞanlıUrfa'nın Matematiksel Konumu


Türkiye'nin güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan Şanlıurfa, 37 49’ 12” – 40 10’ 00” doğu meridyeni ile 36 41’ 28”- 37 57’ 50” kuzey parametreleri arasında yer alır. Şanlıurfanın en doğu ucu olan Ceyhanpınar’ın doğusunda yer alan aşağı Hümerra köyüile en batıdaki 2 derece 30 dakikalık meridyen farkı etmektedir. En kuzey ucu Siverek ilçesi Bucak Nahiyesi kuzeyindeki Çatalpınar Köyü en kuzey ile en güney arası 130 km’dir.

ÖZEL KONUMU

Şanlıurfa, doğusunda Mardin, batısında Gaziantep, kuzeyinde Adıyaman, kuzeybatısında Diyarbakırile çevrilir. Güneyinde ise 1921, ve 1930 Halep protokolü ile çizilmiş bulunan Suriye sınırı bulunur.
Şanlıurfa, Coğrafi konumu nedeniyle üzerinde birçok devlet krallığın hüküm sürdüğü, değişik kültürlerin geçiş ve kaynaşma alanı olmuştur.Şanlı Urfa coğrafi konumu nedeniyle üzerinde tarih boyunca birçok devletin krallığı hüküm sürmüş, değişik kültürlerin geçiş ve kaynaşma alanı olmuş. İlk ve orta çağda eski uygarlık merkezlerinden olan Mezopotamya ve Arap ülkeleri ile Avrupa arasındaki bazı yollar, ŞanlıUrfa üzerinden geçmekteydi. Şanlıurfa doğuyu batıya bağlayan birçok tarihi, ticari ve askeriyolun üzerinde yer almış olması nedeniyle geçmişte ve günümüzde  önemli bir  il olmuştur. Şanlıurfa, Dünyanın ve Türkiye’nin en önemli bölgesel kalkınma  projesi olan G.A.P’ın  ( Güneydoğu Anadolu Projesi) merkezi durumundadır.

Beach Breeze Villa E2


Beach Breeze Villa E22de tatil keyfi

Beach Breeze Villa E2

 Beach Breeze Villa E2, Beach Breeze sitesinde yer alan kiralık villalarımızdan bir tanesidir. Beach Breeze sitesinde bulunan Beach Breeze Villa E2, müstakil havuzlu,bahçeli villalarımız, essiz gün batımlarıyla meşhur çalış plajına yürüme mesafesindedir. Villalarımız mimari ve yapısı gereği lüks olarak dizayn edilmiştir.Tatil evinize girişte sizden 500 TL hasar depozitosu alınacaktır. Bu ücret çıkış yapacağınız saatten 10 dakika önce yapılacak olan genel kontrolde herhangi bir aksaklık veya hasar olmaması durumunda tarafınıza iade edilir. Beach Breeze Sitesi Çalış Plajına 400 metre mesafede 10 adet özel villadan olusan lüks bir projedir. Balayı villaları grubunda dahil olmayan bu sitede villalar özel havuzlu,saunalı ve lüks imkanlara sahiptir. Beach Breeze Villa E2 tam olarak 8 kişilik kapasitesi bulunan sessiz bir tatil deneyimi yaşatacak bir villadır.8 kişi için villamızın içerisinde 4 adet oda ve 4 adet banyo bulunmaktadır. Villa Beach Breeze Villa E2 havalimanına 41 km mesafededir.Şehir merkezine oldukça yakın olan villamızın tam olarak mesafesi 9 kmdir. En yakın market ise 500 M uzaklıkta bulunmaktadır.Günlük ihtiyaçlarınızı bu marketten tedarik edebilirsiniz. Villalarımızın hepsinin içerisinde kapasitesine göre eşya bulunmaktadır.Tatilleriniz süresince ihtiyacınız olacak eşyaların hepsini tedarik etmeye özen gösteriyoruz.Ev içerisindeki bütün eşyalar 8 kişi kapasiteyi karşılayabilecek adettedir. Eşyaları şu şekilde sıralayabiliriz;

Mutfak : Amerikan mutfak, buzdolabı, çamaşır makinesi,  bulaşık makinesi, ankastre fırın seti, masa ve sandalyeler,  havuz katına çıkış bulunmaktadır.

Salon : Modern ve rahat oturma grubu, orta sehpa, klima,TV, TV ünitesi, havuz katına çıkış bulunmaktadır.

1.Yatak odası 2 tek kişilik yatak + elbise dolabı + komidin +  ortak banyo

2. Yatak odası 1 çift kişilik yatak + elbise dolabı + komidin + ebeveyn banyo

3.Yatak odası 2 tek kişilik yatak + elbise dolabı + komidin + ortak banyo

4. Yatak odası 1 çift kişilik yatak + elbise dolabı + komidin + banyo + sauna

Açık Mutfak & Salon + banyo

Özel Havuz  &Şezlonglar

Güneşlenmeterası& BBQ &Özel bahçe.

Orman içerisinde konumlanmış bütün villalarımızın şehir içerisinde konumlandırılmış villalarımıza göre ilaçlanması daha farklı yapılmış olsada haşere ve böceklere rastlanabilme ihtimali bulunmaktadır.






Kiralık Yazlık Villalarda Tatil

Kiralık Yazlık

İnsanlar tatili kafa dinlemek, üzerlerindeki yorgunluğu atmak için tercih ederler. Bunun için genellikle daha sakin yerleri seçerler. Yaz aylarında oteller çok kalabalık ve gürültülü olacağı için aradıklarını bulamayabiliyorlar. Bu nedenle kiralık yazlık seçenekleri hem daha iyi dinlenmek hem de tüm ailesi ile ev ortamında tatil yapabilmek için en iyi tercihler olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca yazlık kiralama kalabalık aileler için daha ekonomik tatil seçeneği olacaktır.

kiralık yazlık villa


Balayı Tatili

Birçok yeni evli çiftler daha sakin ortamlarda tatil yapmak ve sadece kendilerinin kullanabileceği bir havuz olmasını isterler. Bu istekleri yazlık kiralama ile sağlanmaktadır. Tatil yapacağınız süre boyunca kullanabileceğiniz bir yazlık kiralayabilirsiniz. Kiralamış olduğunuz yazlıklarda tüm eşyalar bulunmakta siz sadece yemek işinizi ayarlayacaksınız. Özellikle muhafazakar aileler için bazı yazlıklar içerisinde kapalı havuzlar yer alır. Bu ailelerin en fazla tercih ettiği özelliktir.

kiralık yazlık d27

Yazlık Kullanımı

Kiralama yapanlar yazlıkta bulunan tüm mobilya ve eşyaları kullanma hakkında sahiptir. Kullanılan eşyalarda bir hasar oluştuğunda, firma ile görüşerek ürünün değiştirilmesi sağlanır. Kiralama yapan aileler ile sözleşme yapılarak yazlıklara evcil hayvan getirilmesinin yasak olduğu belirtilir. Ayrıca evin kapalı alanlarında sigara içilmeyeceğine yönelik anlaşma yapılmaktadır. Ön ödeme yaparak kiraladığınız yazlıktan vazgeçmek istediğinizde kullanacağınız tarihten 45 gün önce vazgeçtiğinizde ödediğiniz depozito yanacaktır. 15 gün kala iptal ettirdiğinizde kiralama ücretinin yarısı sizden talep edilecektir.


DENİZLİ - PAMUKKALE

  HIERAPOLIS

Kenti Bergama krallarından . Eymenes'in kurdurduğu ve adının da Bergama'nın kurucusu Telephos'un karısı Hiera'dan geldiği sanılmaktadır. M.Ö. 133'de Il. Attalos'un vasiyetnamesine göre Bergama Krallığı ile birlikte Hierapolis de Romalılara miras olarak bırakılmıştır. M.S. 17'de büyük bir deprem geçirmiş ve büyük ölçüde tahrip olmuştu. Yeniden kurulan kent M.S. 2 ve 3. yy'larda gelişti. Hristiyanlık daha önce Musevi olan kent halkı arasında hızla yayıldı. Bu arada İsa'nın havarilerinden St. Apostle Philip de burada öldürüldü. Bizans Çağında Hierapolis piskoposluk merkezi haline geldi ve St. Philip adına büyük bir kilise yapıldı.
Bugün kalıntılarını gördüğümüz kent bir çok deprem geçiren bölgede Romalılarca kurulan sonuncu kenttir. Antik kent travertenlerin hemen yanındaki Pamukkale Müzesi'nden başlanarak gezilebilir. Müze içindeki eserlerin değeri yanında . yapının özelliği ile de dikkat çekicidir. Burası antik kentin büyük hamam yapısının küçük odasıdır.
Kent 300 x 3.000 m. boyutlarındaki bir terasın üzerine kurulmuştu. Doğu-batı yönünde her iki yanında dükkanların bulunduğu 13,5 m. genişliğinde bir ana cadde uzanıyordu. O dönemde kentin nüfusunun 100 bine kadar ulaştığı biliniyor. Platoda ilk karşılaşacağınız oldukça iyi korunmuş yapı kentin hamamlarıdır. Hamamın arka tarafında (doğu) palaestra yer alıyor. Yapının güney ve kuzeyde yan kanatlarında iki büyük oda bulunuyor. Bunlar imparatora ve törenlere ayrılmışlardı. Avlunun batı kenarı boyunca uzanan geniş salonda spor aktivitelerinin yapıldığı düşünülüyor. Buradan hamamın soğuk ve sıcak odalarına geçiliyor.
Hristiyan Bazilikası Hamam yapısının arka tarafındadır, M.S. 6. yy'da yapılmıştır.
Yeni yapı yüzme havuzu ve gazinonun arkasında anıtsal çeşme, onun arkasında da Apollon Tapınağı görülmektedir. Buradan biraz yürüyerek tiyatroya varılıyor. İyi korunmuş ve iyi restore edilmiş tiyatronun kabartmaları müzede görülebiliyor. Biraz ayrık yerde gördüğünüz kalıntı St. Philip'e adanmış kiliseye aittir. Sütunlu caddenin sonunda Domitian Takı yer alıyor. Onun ilerisinde hamam yapılarının kalıntıları bulunuyor. Kentin en önemli bölümü çok iyi korunmuş durumdaki nekropolüdür. (Mezarlık). Tümülüs, lahit ve ev tipi mezarlar yolun iki tarafında 2 km boyunca uzanmaktadır. Geç Hellenistik Dönem'den Erken Hristiyanlık Dönemine bir sürede oluşmuştur.

KARAHAYIT

Pamukkale'nin 5 km uzağındaki Karahayıt köyünün şifalı suları, hamamları Pamukkale ile aynı özellikleri göstermektedir. Travertenler ve antik kent çevresinde fazla yapılaşmanın önlenmesi için turistik tesis yapımına bu bölge açılmıştır.

ANTALYA


antalyaya nasıl gidilir Saklıkent

Antalya'ya kış ve bahar aylarında giderseniz eğer, kayak da yapabilirsiniz. Antalya'ya kar yağmaz ama, 1.5 saat uzaklıkta ve 2200 metre yükseklikteki Saklıkent zirvesinde kar hemen hemen hiç eksik olmaz. Saklıkent kayak merkezinin denizden yüksekliği 1900 metre. Kayak merkezinde biri 750, diğeri 850 metre uzunluğunda iki teleski hizmet veriyor. Pist uzunlukları ise 750 ile 3000 metre arasında değişiyor ve farklı zorluk derecelerine göre ayrılıyor. İsteyenler kayak kiralayabilir, kayak hocalarından ders alabilirler. Kayak merkezinde teleskilerin hemen yanında bir kafeterya bulunduğunu, konaklama imkanlarının ise sınırlı olduğunu belirtmekte yarar var. Çevrede çok sayıda boş eve rastlayacaksınız. Bu evler Saklikent yapı Kooperatifi tarafından yapılıp ve sahiplerine teslim edilmiş. Anlaşılan Antalyalı'lar bir heves yaptırmışlar dağ evlerini ama sonra kardan ve kayaktan hoşlanmamışlar ki bir daha uğramamışlar. Yazık...

Nasıl gidilir?

Şehir merkezinden 48 km uzaklıktaki Saklıkent'in iki yolu var. Önce çevre yoluyla Çakırlar'a gitmek gerekiyor. Çakırlar'dan sonra yol ikiye ayrılıyor. İki yoldan da Saklıkent'e ulaşabilirsiniz. Geyikbayırı yolu birinci seçenek. Geyikbayırı serinlik arayan Antalya'lılar için bir kaçış noktası. Beydağları eteklerindeki bu Antalya'ya 1.5 saat uzaklıktaki Saklıkent”te Nisan ayı sonuna kadar kayak yapılabiliyor.Beldeye çok sayıda villa yapılmış. Antalya ayaklar altında. Çevrede çok sayıda alabalık ve etangal lokantası var. Geyikpınarı'ndan bir süre sonra asfalt bitiyor. Toprak yol kıvrıla kıvrıla Saklıkent'e ulaştırıyor sizi. Bu yol için en az 2 saat ayırmalısınız. Kış ve bahar aylarında kullanmasanız iyi olur. Yolda kalabilirsiniz. Çakırlar'dan ayrılan diğer yol asfalt. Ve biraz daha kısa. Ama kış aylarında yolun son 5-10 kilometresinin karlı ya da buzlu olabileceğini hesaba katıp hazırlıklı olmanızı öneririz. Saklıkent'e her gün yeni garajın yanından dolmuş kalkıyor.

Düden Şelalesi:

Antalya çevresindeki önemli mesire alanlarından biri de Düdenbaşı'dır. Düden Şelalesi ve çevresindeki piknik alanı, gerek Antalyalıların, gerekse dışarıdan gelen ziyaretçilerin her zaman yoğun ilgisini çeker. Şelaleyi sıcak bir günde gezmenin keyifli serinliği çekicidir. Şelale kentin 12 km. kuzeyindedir. Otobüs ve minibüs seferleri vapılmaktadır. Dilerseniz Şelalenin oluşumuna bir göz atalım ve sözü ünlü jeofizikçi ve mağaracı Dr. Temuçin Aygen'e bırakalım: “Eski Antalya Burdur asfaltının (Döşemealtı bucağından geçen yol) 28. ve 30. km'lerde iki büyük karstik kaynaktan çıkmaktadır. Kırkgözler ve Pınarbaşı adındaki adeta iki nehir kadar bol suyu olan bu iki menba kısa bir akıştan sonra birleşirler ve küçük bir çay sarfiyatındaki su, Bıyıklı düdeni içinde kaybolur. Düden ülkemizde su çeken, su yutan delikiere denmektedir. Düdenlerin bazıları o kadar büyük olur ki, koca bir nehiri ya da gölü yutabilir. Bıyıklı düdeninden kaybolan su 14 km. kadar yerin altından gittikten sonra Varsak çukurunun bir ucundan çıkar ve çok kısa bir akıştan sonra tekrar batar.

AYASULUK TEPESİ



ayasuluk tepesi


Hristiyan efsanesi havarilerden Aziz John'un bu tepede yaşadığını ve İsa'dan 50 yıl sonra da burada öldüğünü söylüyor. Mezarının bulunduğu yere IV. yy'da bir kilise yapıldı. Kalıntılarını gördüğümüz bazilika ise lustianos zamanında yapıldı. St. John'un mezarı ortadaki kubbeli bölümün altındadır. Tepeyi çeviren surlar Erken Hristiyanlık Dönemi'nde stadionun taşları ile yapıldı. Tepenin altındaki İsa Bey Camisi (1375 ) Selçuklu taş işçiliğinin güzel bir örneğidir. Selçuklu döneminden kalan türbeyi de kent içinde göreceksiniz. Kent içinde kalan su kemerleri ise Bizans'tan kalmadır.

ARTEMISION

Kuşadası yolunda Artemision levhasından dönerek dünyanın yedi harikasından biri sayılan Ephesos Artemis Tapınağı'nın bulunduğu yere ulaşılır. İonlar geldiklerinde yerli halkın Ana Tanrıça Kybele'ye tapındıkları bu kutsal alanda ilk sunağı MÖ. 700 yılında yaptılar. Sonra
Meryem Ana Hristiyanların hor merkezi olması yanında, Müslümonlerca da kvfsa/ sayılıyor.
kent büyüyüp zenginleşince çok büyük bir tapınak yapmaya giriştiler. Bu muhteşem tapınaktan günümüze sadece tek bir sütun kalabildi. Tapınak 55 x 115 m. boyutlarında,127 sütunlu İon tarzında yapıldı. Burada “yapıldı” diye bir kelimede özetlediğimiz tapınağın yapılması ise bu kadar kısa sürmedi. Tam 120 yılda bitirildi. (MÖ. 150) Görkemli tapınağın ömrü 200 yıl sonra bir deli tarafından yakılarak sona erdirildi. Bu en eski kent alüvyonların altındadır, toprağın üzerinde kalan tek şey de Artemision'un sütunudur.
Büyük İskender Ephesos'a geldiğinde tapınağı yeniden yapmak istedi, ama kentin onuruna düşkün halkı bu lütfu kabul etmedi ve kendileri yapıma başladı. Eski plana uygun olarak yapılan yeni tapınak 13 basamaklı bir podyum üzerinde 2.68 m. yüksekliğindeydi. Hellenistik Dönem'de yapılan bu tapınak da dünyanın yedi harikası arasında yerini aldı. MS. 263'te Gotlar tarafından yıkıldı. Burada altın ve fildişi eserler bulunmuş ve sunak ortaya çıkarılmıştır.

YEDİ UYUYANLAR

Meryem Ana'ya giderken Panayır Dağı eteğinde, Hristiyan olan yedi gencin baskılar karşısında saklandıkları ve 200 sene uyuduktan sonra uyandıkları mağara görülebilir. Gençler normal ölümle dünyadan ayrıldıklarında da buraya gömülmüşler.
Yedi Uyuyanlar Anadolu'da yaygın bir efsanedir. Hem Müslüman hem de Hristiyan kültürlerinde yaşar. Gezi'de diğer bölgelerde de yedi Uyuyanlar'a rastlayacaksınız, sebebi budur.

MERYEM ANA EVİ

Küçük bir Bizans Kilisesi'nin bulunduğu bu yerde İsa Peygamber'in annesi Meryem'in yaşadığına ve öldüğüne inanılır. Hristiyanlar yanında Müslümanlarca da kutsal sayılır ve ziyaret edilir, hastalara şifa aranır, adaklar adanır. Kilise'nin Meryem Ana adını alması 431 yılında Efes'te toplanan Ecümenik Meclis'in “Meryem'in İsa'yı Tanrı'nın oğlu olarak doğurduğuna” karar vermesi ile de bağlı olabilir.
Aladağ üzerindeki bu küçük kilise (şapel) Hristiyan dünyasınca kutsal sayılan başlıca ziyaret yerlerinden biridir. Burayı ziyaret eden

ÇANAKKALE – ASSOS HAKKINDA BİLGİLER


ÇANAKKALE ASSOS GEZİ REHBERİ

Köy kahvesinde bir adaçayı içilir artik. Ya da gençlerin işlettiği birkaç ufak cafe var. Onlardan birine oturulur, yemek de yenebilir. Kıyı, akşamları gündüze göre sanki daha kalabalıktır. Denizin, çevre koyların gizlediği tatilci nüfusu akşam o daracık alanda yüzyüze gelir.
Assos'u çekici kılan sanırım bu sınırlılıktır. Haftasonu, bilemediniz bir iki gün daha kalır, ya yerinize yurdunuza, işinize gücünüze döner, ya da Ege'ye doğru inerseniz.
Bildiğim kadarıyla Assos'u bir tatil yeri olarak keşfeden iki kişi var. Biri zaten Çanakkaleli; Bülent Dikmener. Öteki onun arkadaşı ve deniz tutkunu Nevzat Üstün. İkisi de çok kısa aralarla dünyadan ve Assos'tan ayrıldılar. Nevzat Üstün'ün kıyıdaki evi duruyor.
Bir de buraların ilk yerlilerini merak etmiştim. Gerçi yöre tanrıların (İda Dağı hemen oracıkta), efsanelerin (Troya) yurdu. Gene de tarihe bir bakayım dedim. Kayıtlara göre Assos İ.Ö. 1. (kimine göre de VIL.) yüzyılda bir göçmen yerleşim yeri olarak kurulmuş. Lesbos (Midilli) Adası'ndan gelmiş buraya ilk yerleşenler. Kalıntıları bugün de yörede bulunan, kabartmaları Paris, Boston ve İstanbul Arkeoloji müzelerine dağılmış olan Athena Tapınağı, antik dönemin en büyük anıtlarından. Agora, meclis, gymnasium, tiyatro gibi şehir devlete özgü yapılar da kurulmuş.
O şehir-devletin yani Assos'un yönetimi İ.Ö. 350'de Atina'da Akademia'da öğrenim gören Hermias'ın eline geçmiş. Tam o sıralarda; 348 yılında Akademia'nın en büyük hocası Platon ölmüş, öğrencisi Aristoles de onun ardından Atina'yı terketmiş. Gelip sığındığı yer, okul arkadaşı Hermias'ın sarayı. Yani Assos!
Aristoles, Assos Pers işgaline uğrayıncaya dek üç yıl burada kalmış. Üstelik Hermias'ın kuzeni Pythias'la evlenmiş ve ondan bir kızı olmuş. 20 yıl büyük bir bağlılıkla öğrencisi olduğu Platon'a karşı eleştirilerini ilk burada başlatmış. Sonradan kendi adıyla anılacak düşünce-felsefe sisteminin temellerini yine Assos'ta atmış.
Pers işgaliyle Hermias'ın saltanatı yıkılınca oradaki birçok yerli gibi Aristoles de karşı kıyıya; Midilli'ye kaçmış. Kimbilir kıyıdan kıyıya göç kaç yüz kez yinelendi zaman içinde... Türklerin izlerini bulmak için İ.S. XIV. yüzyılı beklemek gerekiyor. 1. Murat adına yaptırılan Hüdavendigar Camisi, bu izlerden en görkemlisi. Yüksekçe bir tepe üstüne kurulmuş. Yapıda Roma ve Bizans dönemi kalıntılarının kullanılması, caminin minaresiz olması uzmanlarca “özgün bileşim” olarak niteleniyor. İçi yıkık, harap da olsa cami, Kale'nin hemen yanıbaşında duruyor.
Dedim ya, daha gitmeden Assos'ta köyü, dağları, yamaçları bizim; kıyıyı, denizi bizden öncekilerin yerleşimi olarak düşünmüştüm. Zamanın izleri bunu doğruluyor. Şimdi, tatilciler turizm yoluyla kıyılar bir bir yeniden keşfediliyor, fethediliyor. Gittiğimde, kıyıyla köy birleşirse Assos biter, demiştim. Ege'deki, Akdeniz'deki beton yığınlarının Assos'u da örtmesinden korkmuştum. Bir dostum, gidişin o yönde olduğunu söyledi. Bitirmeden, fethetmeden, mülk edinmeden yaşanmaz mı?


PATONG'DA BAAN CENNETİ

Baan Paradise sadece Villa Getaways tarafından yönetilmektedir Patong'daki özel Villa Baan Paradise'da sunulan tropikal sesler ve ...

Çok Okunanlar